İmar barışı olarak bilinen 3194 Kanun’a ilave edilen, geçici 16. madde ile hukuka aykırı inşaat imalatlarının, mevzuata uygun hale getirilmesine yönelik uygulamada; sorunlar ardı ardına gelmeye başladı.
İmar barışı ilk açıklandığında; toplumda bir sevinç dalgası yaratmış, herkes yasal olmayan inşaatlarını, bina eklentilerini ve hatta inşaat ruhsatı hiç olmayan kaçak inşaat ve binalarını, bu düzenleme çerçevesinde mevzuata uygun hale getirmeye çalışmıştı. Binalardaki mevzuata aykırılık içeren kaçak imalatlar ölçülüp, ölçümler kayıt altına alınmış ve gerekli online başvurular yapılmıştı. Sonrasında; bazıları sistemden verilen belgeler ile yetindi, bir kısım ise, bağlı olunan tapu müdürlüklerinde başvurularını resmileştirip, tapu sicilinde kayıtlı hale getirmek için işlemlere devam ettiler.
O dönemde anılı mevzuatın; uygulaması derinleşmiş olmadığından, kimse neyin, nasıl yapılacağını tam olarak bilmiyordu. Mevzuatın ise lafzı karışık ve uygulamaya yönelik olarak belirli değildi. Bunun sonucunda da; aslında iptale tabii ve hukuka aykırı birçok yapı kayıt belgesine, ödeme yapıldığı, sonradan anlaşıldı. O zamanlar; hukukçu meslektaşlarla dilimiz döndüğünce başvurular yapılırken, mevzuata uygunluğundan emin olunması gerektiğini, aksi halde yapı kayıt belgesinin geçersizliğinin yanında, hem kanuna aykırı beyanlardan dolayı ceza davası ile karşı karşıya gelineceği, hem de ödenen bedellerin havaya uçmuş olacağını anlatmaya çalışmıştık. Şimdi ardı arkasına, mevzuata uygun olmayan yapı kayıt belgelerinin iptal edilişlerine tanıklık ediyoruz. Çeşitli nedenlerle, sorgulanmaya başlanan yapı kayıt belgelerinin iptaline yönelik idari kararlar ve mahkeme kararları gelmeye başladı. Bu noktada, çanak çömlek patladı.
Özellikle, ortak yaşam alanı olan sitelerde, ortak alanlar için tesis edilen yapı kayıt belgelerinin kaçak yapılara ilişkin şahsi yapı kayıt belgesi alanların ya da kaçak yapının yapım tarihinin yasada belirlenen tarihleri karşılamadığının tespiti ile iptal ediliyor.
Bir yapı kayıt belgesinin iptale tabi olması, sadece yapı kayıt belgesinin iptali sonucunu doğurmuyor, ödenen paranın geri talebinin mümkün olmamasının maddi kaybı yanında; bir de devlet makamlarını yanıltmak suçlaması ile kişinin ceza davasında yargılanması da cezai bir sonuçtur.
Bu sonuçlarla karşılaşanlar; öncelikle konunun neden kaynaklandığını anlamaya çalışıyor ve ortaya çıkan sonuca da inanamıyor. Genelde, ‘’elimde yapı kayıt belgem var’’ ya da ‘’imar barışına başvurmuştuk ya’’ şeklindeki beyan sahiplerine, belgenin geçersizliği açıklanınca, hafif bir şok geçiriliyor.
Mevcut yapı kayıt belgesinin geçerliliğinden emin olduktan sonra, tapu müdürlüğünde işlem yapmak veya komşularla uyuşmazlığa adım atmak en güvenlisi.