Kişisel Verilerin Güvenliğinde, Dananın Kuyruğu Koptu!

Son birkaç yıldır, hukukçular ve teknolojik güvenlik sektöründe çalışanlar, anlatmaktan dilimizde tüy bitmişti ki,  bu kişisel verilerin güvenliği meselesi geleceğin zirvedeki gündemi olacak diye.

Gerek şahısların, gerekse de şirketlerin hukuk ve teknoloji alt yapılarını, verilerin güvenliğine ve sorumluluklarına odaklı olarak uyarlamaları gerektiğini anlatmaya çalıştık. Şimdi 2021 yılı başı itibariyle, Mark Zuckerberg  bombayı patlattı. Dünyaca ünlü mesajlaşma uygulaması WhatsApp, kullanıcılarının kişisel verilerini ölçüm ve değerlendirme yapılmak, ve kendi şirket grupları içerisinde pazarlama datası haline getirmek için mesajlaşan ve görüntülü konuşma yapan kullanıcılarının iznini istedi. İzin vermeyenlere de, programı kullanmayın dedi özetle. İşte bu açıklama ile herkes bir anda bizlerin uzun yıllardır anlata geldiği, kişisel verilerinin bir anda sihirli bir değnek değmişçesine ne kadar da önemli olduğunu hatırladı. Bugüne dek, dondurma çekilişine katılmak için tüm sülalesinin adını, sanını, adresini, TC numarasını mesaj ile paylaşan şahıs, kişisel verisinin mesajlaşma uygulaması tarafından kendisinden de, izin istenerek işleneceğine kızdı. Yani öyle ya da böyle, kişisel verisinin önemini anladı. 

Burada, konuşma içerikleri gönderilen ve gönderen arasında gizli kalacak, dinleme ve konuşma içerikleri ne programın kendisi ne de üçüncü kişiler ile paylaşılmayacaktır, içerikli bir açıklama yapıldı, uygulamanın bağlı olduğu şirket tarafından. Burada kullanım için izin istenen konu WhatsApp’ın bağlı olduğu şirketler grubunun kendi içerisinde veri ölçümlemesi yapılarak, pazarlama verisi olarak konu edilebilmesi. Örneğin anneanneniz ile sıkla mesajlaşıyorsanız, ona bir okuma gözlüğü satın almanız olasılığı ile size okuma gözlüğü pazarlaması yapabilecek bilgiye sahip olmak isteniyor.

Aynı çerçevede, görüşme uzunluklarınızın bilgisi üzerinden de belki size kulaklık pazarlaması yapılacak ve bunun için sizin kullanım sürelerinize ihtiyaçları var. Genel olarak panik olmanın çok anlamlı olmadığını ve aslında günümüzde teknolojik açıklarla artık ideal gizliliğin sağlanamayacağını da kabul etmemiz ve kişisel verilerimizin paylaşılması konusunda artık daha dikkatli hareket etmemiz şu an alınabilecek en verimli karar olur, düşüncesindeyim.

Kaçışın olmadığı bir tünelde, zarar görmeden ilerleyebilmek için kişisel verilerin gizliliği kuralları, bir fener görevi görebilir. Feneri doğru şekilde kullanarak çıkıştaki ışığa varabilmek için kişisel verilerin korunması anlamında, her şahsın her şirketin kendi sorumluluğunu üstlenerek, gerekli ve yeterli önlemleri alması, dananın kuyruğunun koptuğu bu noktada, artık kaçınılmazdır.