Yeni adli yılın başlaması münasebetiyle, yüksek yargı başkanları üyeleri açılış
konuşmaları yaptı. Geleceğe yönelik dilek ve temenniler dile getirildi. Hiçbirisinde,
piyasanın gerçek problemi olan uzun yargılama süreçlerindeki faizlerin
düşüklüğünden ve yükseltilmesi gerektiğinden bahsedilmedi.
Adalet, toplumun en temel taşlarından birisi. Ancak, günümüzde yargı sisteminin
karşılaştığı en büyük tehditlerden biri olan yargılama süreçlerindeki faiz oranlarının
düşüklüğü, yalnızca ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda adaletin sağlanmasında
ciddi bir engel olarak önümüze çıkıyor.
Uzun yargılama süreçlerinde uygulanan düşük faiz oranları, borçlanmayı teşvik
ederken, bu durumun yarattığı ekonomik baskı, adalet arayışındaki bireylerin,
şirketlerin karşılaştığı zorlukları artırmaktadır. Alacaklılar, yargılama süreçlerinde
uygulanacak olan düşük faiz oranlarının, alacaklarını korumakta yetersiz kalacağını
bildiklerinden, yaşadıkları mali sıkıntılar nedeniyle yargı süreçlerine başvurmakta
tereddüt ederken, haklarını aramak için eylemde bulunmaktan kaçınmaktadırlar.
Adalet sisteminin işleyişinde faiz oranlarının rolü, sadece ekonomik bir etken değildir;
aynı zamanda toplumsal bir denge unsuru olarak da karşımıza çıkar. Bu konuda
aksiyon alanlar ise, sonuçta alacaklarına çok uzun süreçlerde kavuştukları zaman,
faizin günlük ekonomik koşullarda devede kulak değil, bir kıl kadar kaldığını görünce,
sadece ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik ve duygusal bir yıkım sürecine
girmekte; toplumsal adaletin sağlanması ise giderek daha da zorlaşmaktadır.
Adalet, toplumların vazgeçilmez bir unsuru olmasının yanı sıra, bireylerin de yaşam
kalitesini doğrudan etkileyen bir unsurdur. Ancak, uzun süren yargılamalar, bu temel
hak ve özgürlüklerin ihlaline neden olurken, düşük yargılama faiz oranları da maddi
kayıplara yol açmaktadır. Günümüzde yargılama süreçlerinde uygulanan düşük faiz
oranları, mağdurların ve alacaklıların haklarını gözetmek yerine, yalnızca borçluların
ekonomik çıkarların ön planda tutan bir sistemin oluşmasına zemin hazırlamaktadır.
Düşük yargılama faiz oranlarının yarattığı maddi kayıplar, uzun süren yargılamaların
doğrudan bir sonucudur. Adaletin sağlanması, yalnızca hukuksal bir mesele değil,
aynı zamanda bireylerin ve toplumun ekonomik istikrarı için de kritik bir öneme
sahiptir. Herkesin adalet arayışında olduğu bir dünyada, uzun süren yargılamaların
önüne geçmek, yargılamalardaki paranın değer kaybını en aza indirebilmek için,
süreçte uygulanan faiz oranlarının gerçekçi ekonomik şartlara en kısa zamanda
uyumlandırmak, adaletin hızlı ve etkili bir şekilde sağlanmasını temin etmek,
toplumsal güvenin yeniden inşası için, devletin zorunlu bir görevidir. Tüm yargı
mensuplarının, devlete bu görevini hatırlatması gerekirken, yeni adli yılda bunun
önemsenmemiş olması büyük bir talihsizliktir.