Cevat Şakir Mah. Kıbrıs Şehitleri Cd. No:317/B
Bir tazminat madeni, sosyal medya

Bir tazminat madeni, sosyal medya

Bu şekilde, insan daha dijital sosyalleşmeye ayak uyduramamışken, dijital araçları kötü kullanım alışkanlıkları yüzünden zaman zaman cebi de yanabiliyor. Çünkü her alanda olduğu gibi, birileri de bu kötü kullanım alışkanlıklarından, menfaat kapma niyetinde. Nasıl kumar severlerlerin cebinden parasını almak için, kumarı avucunun içine getirdiler, küfür severlerin parasını almak için de, yine aynı küçük alet, insanın avucunun içinde.

Sonuçta, dijital alanlar da fiziki dünyadaki gibi, eylem ve eylemin sonuçlarını yaşama alanı. Özellikle son zamanlarda resmen moda olan, sanal ortamlarda kendisine hakaret, küfür edenler üzerinden bir çeşit ekmek kapısı yaratmak bunu yapanın mahareti değil, aslında buna çanak tutan, sanal alemde yaşama alışkanlıklarını olgunlaştıramamış kişiler. Bu kişiler aslında suç eylemini işleyen suçlularken, bir şekilde konunun mağduru olabiliyorlar.

Nasılını anlatmak gerekirse, bir kişi çok tepki çekeceğinden emin olduğu, toplumun sinir uçlarını oynatacak tahrik boyurunda bir eylemin görselini sanal alemde paylaşıyor ya da bu etkide bir yazı yazıyor, sanal ortama salıveriyor. Sonrasında, sanal kullanımlardaki alışkanlıkları henüz olgunlaşmamış bazı kişiler tepkisini, kanunda suç olarak tanımlanan kelimelerle yani hakaret küfür olarak gösterilebiliyor. İşte o andan itibaren, kendisine hakaret edilen, küfür edilen kişi de (zaten amacı buyken) maden bulmuş gibi konuyu kazımaya başlıyor.

Öncelikle kişiye bir telefon ile ulaşılıp, belli bir maddi bedel karşılığında, kendisine manevi tazminat davası açılmayabileceği bildiriliyor. Bu aşamada konu anlaşma ile neticelenebilir. Ya da devamında, kendisine gerçekten dava açılıyor ve dava içerisinde de bir anlaşma olmazsa, davanın sonunda bir tazminat bedel ödetilmek zorunda bırakılabiliyor. Burada gerçekten ceza hukuku anlamında kim sanık, kim mağdur belli, ama kümülatif adalet açısıyla bakıldığında, bunu ayırdetmek güçleşiyor. Çünkü ilk adım kötü niyetli bir eylem ile tahrik ile atılıyor. Olayın tekerleğini ilk çeviren kişi, kötü niyetli.

Burada, hukukun araç edilerek ekmek kapısı haline getirilen, bu gibi bubi tuzaklarından kaçmak için, yüksek mahkemenin küfür ve hakaret saydığı kelimelere bir göz atmak gerek, çünkü bunların haricindeki kelimeler veya kelime öbekleri hukuken ‘’suç’’ tanımına sokulamayacağı yani hakaret ve küfür eylemi ile örtüştürülemeyeceği için serbest atışa tabi. Çünkü bazen gerçekten birileri, küfür veya hakareti amaçlı olarak arıyor, işte o zaman kendi ayağına dolanmayacak şekilde illaki bir tepki vermek gerekebiliyor. 





..

Nasıl yardımcı olabiliriz